12 Nisan 2012 Perşembe

momonun çöpçü arkadaşı benim

dükkan önünün dolu olduğundan şüphem yok hiç
ayakkabılarını çıkardığın paspasın çalıntı olduğundan da bi o kadar eminim.

geçen ay aldığımız çiçek, doğa gereği yaprakları yeşil olan hani
nasıl da saçmaladım diğmi
adını bilmediğim çiçek
sarı olan.

şeye benzedin sen. tam böyle sen yazarken çalan telefon gibi.
önemlisindir.
dikkati zaten dağıtmışsındır.
açılan telefon olmuşsundur, yazıyı da unutturmuşsundur.
yazı unutulmamışsa bile derinlemesine işleyecek duygu çoktan gökyüzüne ulaşmıştır.
önemli telefon olman hiçkimsenin umrunda olmaz bu durumda
belki ruh tazeleyecekti yazılanlar,
o büyük buhranı atıp fırlatıcaktı
açıldı telefon ve buhran ikiye katlandı

dün işlediğimin cinayetten sonra bacağıma taktıkları bıçağın acısı felaket
hani canım yanmazdı benim
incinmezdim ben
bıçak be o'lum
senin sözlerin falan değil, çekip gitmen, yağmalan falan değil
hakiki bıçak

anayasa değişecek diye topladılar bizi
yasama yürütme.. tee tevhid-i tedrisat'a kadar gittik
anayasının 102. maddesi dedim içimden
okuyorlardı, okudukları şeyi anayasanın 102. maddesi sandım
okurken öyle olduğunu söylüyorlardı çünkü
110du 10-. kaçtı ilgilenmiyorum

oturup ağlamadım, hatta hiç ağlamadım
ağlamam hiç demiyorum
ama yanıldın

bazılarının hayatta affedemeyeceği şeyler vardır
ben herşeyin affedilebileceğine inanırdım
momo inanmıyormuş demek ki..

ben ki vefasız, geçmişe duyarsız bir hayvanım. yaşadıklarını- paylaştıklarını aklına getiremeyen biriyim.
görmem lazım. gözüme gözüme sokmann lazım.
hayatım sürekli yenileniyor.
eskilere rabet var bende ama dedim ya güncelleme şart.
yine can kanımdır. ama elimde değil.
'hayat birşey değil, itinayla yaşıyorum'

anlatacaklarını tek seferde bitirebilen biri olamadım
bu konuda hassas ve de mutluyum
'burası boş mu?' dediğinde biri tutamam kendimi ahahah
nasıl salaşım
nasıl ıslak
nasıl sıkılgan
tabi ki size göre değil, tanrıya göre. yada en fazla çok zenginlere.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.